YANGIN YANANINDIR!

18 yıl önce,
polis tutanaklarına göre,
azgın, kana susamış damarlarında katil kanı akan kalabalıktan şu ses yükseliyordu: “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak.”
O gün orada Cumhuriyet yıkılmadı,
ama bugün görülecek bir dava ile Türk halkının yargıya, adalete inancı iyice sarsılıyor.
Türkiye’de adalet sisteminin namusuna, şu soru ile göz dikiliyor:
1993’te gerçekleşen Sivas katliamına ilişkin davada, müdahil avukatların zamanaşımı talebi kabul edilecek mi?
İşte bunun kararı bugün verilecek.
Çıkacak karar her ne olursa olsun, böyle bir soru sorulmuş olması bile, pek çokları için, bilhassa da Sivas’ta, Madımak otelinde “yakılarak” öldürülenlerin yakınları açısından onur kırıcı.
Mağrur olmaya böyle değer veren bir ülke Başbakanı,
acaba, vatandaşlarının bu şekilde aşağılanması konusunda ne düşünecek?
*
Bu ailelerin buluştuğu, bir çatı altında toplandığı bir oluşum var,
Toplumsal Bellek Platformu.
Bıkmadan, usanmadan yineledikleri bir talepleri var,
Meclis’te geniş yetkilerle donatılmış bir araştırma komisyonu kurulması,
bu komisyonun, siyasi nedenle işlenmiş faili meçhul cinayetlerin takibini ve dava süreçlerini izlemesi.
Kolaymış istekleri, ne var komisyon kurmakta demeyin,
Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen bu konu, CHP, BDP ve MHP tarafından destek almasına rağmen,
meclis genelinde yeterli çoğunluk elde edilemediği için 15 defa reddedildi.
Yani, meclisin çoğunluğu bu cinayetlerin aydınlatılması için özel bir komisyon kurulmasına yanaşmadı.
Neden, niçin sorularının yanıtları yok.
*
Peki neler gördük Sivas katliamı davasında?
Azmettiricilerin yargılanmadığını,
polis tutanaklarına göre 15 bin kişinin bulunduğu azgın bir kalabalık içinden 160 kişinin hakim karşısına çıkarıldığını.
Bunlardan katliamda önemli rol oynadığı bilinen 6 sanık firar etti,
Firariler Türkiye Medeni Hukuku’na göre evlendi,
Türkiye polisinden ehliyet aldı,
Türkiye ordusunda askerlik yaptı.
Hatta biri, kızının evinde (akla en son gelecek yerde) öldü (deniyor).
Bir yandan da profesyonel firari mahkum görevlerini sürdürdüler elbette.
Bugünse işte bu davanın zamanaşımı talebi görüşülüyor.
Yani sanık avukatları diyorlar ki, aradan 18 yıl geçti,
artık düşmeyin bu işin peşine.
Sahi nedir bu zamanaşımı dediğimiz şey, gerçeklik payı nedir?
Bir ailenin, bir evladın kalbine düşen acı zamanla aşılmadığı sürece,
bir davada zamanaşımı olmaz, olamaz!
Naziler’in yaptığı Yahudi soykırımı ve çekilen acılar, zamanaşımına uğradı mı?
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndan artakalan ve üzerinde kendimize hayatlar kurmaya çalıştığımız kıtalar, zamanaşımına uğradı mı?

İşin siyasi suç, anayasal düzeni tehdit etmeye yönelik bir örgütlenme ve katliam hareketi olmasından öte, bu memleketin insanlarında bıraktığı travma, zamanaşımına uğradı mı?
18 yıl önce, o polis memurunun, Aziz Nesin’i azgın köpeklere fırlatıp atışını unuttuk mu?
Alevi vatandaşların kalbinde,
300 yıl önce katledilen Pir Sultan Abdal’ın acısı dindi mi,
zamanaşımına uğradı mı?
Peki başka bir dilden de sorayım,
Şems’in öldürülüşü Mevlana’nın kalbinde zamanaşımına uğradı mı?
Daha da basitleştirelim,

Anneniz babanız yakılarak öldürülse hangi açıdan zamanaşımına uğrardınız?

*
Eğer zamanaşımı talebi kabul edilirse,
katliamın üzerinden geçen yıl sayısı ile,
Sivas’ta öldürülen insan sayısı daha eşit bile olmadan,
ikinci bir katliamla bu defa bu aileler yakılmış olacak.
35 insanın acısı nerede, 18 yılda bu zamanı aşmak nerede…
Azmettiriciler, firariler, gerçek suçlular yargılanmadan,
bu zamanaşımı kararını vermek içinize sinecek mi?
YANGIN YAKANINDIR mı diyeceksiniz?
Her şeyin zamanı aşılmayacak mı,
eninde sonunda?
Ben size söyleyeyim öyleyse,
YANGIN YAKANIN DEĞİL, YANANINDIR.
BİZİMDİR, HEPİMİZİN!

Sivas katliamında hayatını kaybeden, ozan, şair ve sanatçların isimlerini bir kez daha hatırlayalım:
Pir Sultan Abdal Şenliği katılımcıları

Muhlis Akarsu-45 yaşında, sanatçı
Muhibbe Akarsu-35, Muhlis Akarsu’nun eşi
Gülender Akça – 25
Metin Altıok-52, şair, yazar, felsefeci
Mehmet Atay-25, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş – 30
Behçet Sefa Aysan-44, şair
Erdal Ayrancı – 35
Asım Bezirci-66, araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır-18
Serpil Canik-19
Muammer Çiçek-26, aktör
Nesimi Çİmen-62, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
Carina Cuanna Thuis-23, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan – 19
Hasret Gültekin-23, şair-sanatçı
Murat Gündüz – 22
Gülsüm Karababa -22
Uğur Kaynar-37 yaşında, şair
Emin Buğdaycı-18, şair.
Asaf Koçak-35, karikatürist
Koray Kaya – 12
Menekşe Kaya – 15
Handan Metin – 20
Sait Metin – 23
Huriye Özkan – 22
Yeşim Özkan – 20
Ahmet Özyurt – 21
Nurcan Şahin – 18
Özlem Şahin – 17
Asuman Sivri – 16
Yasemin Sivri – 19
Edibe Sulari-40
İnci Türk – 22

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s